28 Nisan 2012 Cumartesi

Arkadaşlık

Bu hafta arkadaş ziyaretleri bakımından oldukça yoğun geçti diyebilirim. Pazartesi ve Salı 3 kapı ziyaretten sonra, Perşembe günü yan komşum ve arkadaşıma gittim. Bugünde sevgili dostum Beyhan'daydım. Ne bereketli   bir haftaydı Allahım. Kesin 1-2 kilo almışımdır :)

Bugün Beyhan dayken, 2 bayan ile tanıştım. Sevgili arkadaşımın AMWAY sponsorlarıydı bu bayanlar. Ben bu konuda biraz önyargılı olduğum için bazı sorular sordum, onlar da yanıtladılar. Beni de aralarında görmek istiyorlar doğal olarak. Yaptığım araştırmalar beni çelişkide bıraktı. Çünkü, hem olumlu hem olumsuz görüş belirten çok kişi var. Olaya ya para kazanma açısından bakıp işe gireceksiniz, ya da benim gibi önce kafanızdaki soru işaretlerini çözeceksiniz. Araştırmaya devam yani..Bu konu başka postta...

İnsanın ziyarete gidebileceği ve çeşitli paylaşımlarda bulanacağı arkadaşlarının ve dostlarının bulunması çok güzel. Bunu bugün bir kez daha anladım. Kimse yalnız olmasın, yalnız kalmasın.

Benim en yakın arkadaşlarım önce annem kardeşlerim. 2 kız kardeşim var ve hayatımdan eksik olmazlar inşallah.

VE sonra sevgili dostlarım Serap, Özlem, Beyhan, Aysel, Serpil.

Sonra sevgili akrabalarım.

VE sevgili komşularım.

VE canım kızım, gelecekteki en iyi arkadaş adayım :)

Kalabalık olmayı seviyorum. Kalabalıkta olmayı da seviyorum. Öpücükler....

24 Nisan 2012 Salı

Tatili sevdim..

Dünden beri 3 arkadasıma gittim (Serap-Serpil-Figen). 3 farklı menü tattım ve 3 farklı elden çıkma kısır yedim.

Dün gece yine düsünceler bastı beynimi ama inatla öteledim onları ve uyumaya çabaladım.

Birikmiş bulaşıkları yıkamaktan yine nefret ettim......

Diyete karar verdim ama liste bulmadım henüz (işime gelmedi)...

Ayşecik misafirlikte yataktan düşüp alnını şişirince panik oldum ve çooook üzüldüm...

Yemek olayını esime pasladım (kavurmada iyidir) ve isten kaytardım :)

Yaptıracağım yeni dövmenin yazı karakterinin kararsızlığını yaşıyorum...

Kendime iyi uykular diliyorummm :)

19 Nisan 2012 Perşembe

Sütlacım ve babannem...


Bu akşam sütlaç yaptım ve ilk işim buzluğa atmak oldu. Çünküüü  yaz ya da kış farketmeksizin 
sütlacımı soğuk yerim :) Bol şekerli ve nişastasız olmalı.. 
Bir rahmetli babannemin sütlacını severdim (annem duymasın) , şimdi birde kendi yaptığımı seviyorum...
Canım babannem, tombişim... Sen sevdirdin bana sütlacı... Toprağın bol olsun.....................

17 Nisan 2012 Salı

Rengarenk Bir Yaz

Abi bu moda dedikleri şey ne kadar da tuhaf. Asla giymem denen kıyafetleri bile giydirebiliyor moda takipçilerine. Şahsen, asla moda diye bir kıyafet alıp giymemiş biri olarak, giyenlere de şaşmıyor değilim. Düşünsenize, "pişti" olma ihtimalini ? Ya da birinin "aaa bu kıyafetten benimde var" diyen biri, insanı bir anda nasıl da altüst edebiliyor. Klişe bir laf olsa da seviyorum "moda kendine yakışanı giymektir " :)

Bu sene tüm renkler moda. Yani sokaklar da karnaval var. Kombin yapıcaz diye göz zevkimizi bozmazlar umarım :) Ben yine sportif sportif takılıcam galiba. Zira o "neon" renkler hiç bana göre değil. Pasteller bir derece ama o turuncu ve sarılar... Cıx.. Gardrobumda olmayacaklar arasındalar :)
 Ben siyah insanıyım arkadaş.

Bu senenin  moda renkleri nelermiş bakalım..


 Turuncular...
 Bal Rengi...
 Beyaz...
 Mint...
 Kanarya Sarısı
 Kum Rengi...
 Lavanta...
 Limon Sarısı...
 Macun Bej...
 Mavi..

 Mint...
 Mürekkep mavisi..
 Kırmızı...
 Sardunya...
 Sütlü Çikolata...
 Sümbül...
 Ten ....
 Yeşim...
 Zeytin Yeşili...
 Çimen....
 Şakayık...

11 Nisan 2012 Çarşamba

Haftasonu AÖF sınavları vardı. Nihayet bu sene bitecek. Zaten 2 dersim kalmıştı. Onları da verdim mi tamamdır inşallah :) Finaller haziranın ilk haftasında. Kendime nisan sonuna kadar dinlenme izni verdim. Zira beynim resmen ambalaj oldu fazla yüklemeden.




Ders çalışma süresince romanlarımdan uzak kaldım. Bu mesafeyi kapatmak için bir kitaba başlamaya karar verdim. Kitaplığımda okunmayı bekleyen güzellikler var :) Ama ben açlık oyunlarının 2. ve 3. kitabını tekrar okumaya karar verdim. Bu güzel 3 lü seriyi herkese tavsiye ederim..

Dün akşamdan beri yaşadığım mide fesadı sona ererse bu akşam okumaya başlarım umarım. Hasta olmaktan nefret ediyorum ama nedense bu ara ne sık hastalandım ben yaaa :( Ciddi ciddi spora başlamayı düşünmeliyim.  Yediklerime de dikkat etmem lazım. Mesela çok sevdiğim neskafeden artık uzak durucam. Yapay yiyceklerden de öyle.

Herkeşlere sevgiler.. Hastalıksız ve sağlıklı günler :)

6 Nisan 2012 Cuma

Tarih kokusu


Geçen haftasonu yaptığım geziden birkaç kare paylaşıyım istedim. Tarihi mekanlara olan tutkumun fotoğraf karelerine düşmüş halinden örnekler... Canım İstanbul, her daim güzelsin...









Herkese Hayırlı Cumalar Olsun...

5 Nisan 2012 Perşembe

SON YILLARIN TRENDİ, FOTOĞRAF ÇEKMEK....


Fotoğrafçı olmak için;
_________________
1.Yaşlı fotoğrafı çek.
2.Sümüklü bebeleri çek.
3.Makroyla çiçek böcek çek
4.Çıtı pıtı bi karı bul, model yap.
Ya ormanlık alana, ya da terk edilmiş bi eve götür, fotoğrafını çek.
5.Facebook’da ‘Adı Soyadı Photography’ şeklinde bi grup aç.
6.Fotoğraf makinelerinden anlar taklidi yap, ama sadece megapikseli bil.
7.Siyah-beyaz fotoğraf çekip hüzünlü hava ver. Ama makro kullan bu sırada.

8.Aynada fotoğraf makinanla bir kare çek.

 Üstad Ara Güler'in dediği gibi ''bir işin amatörü çoğalırsa kalitesi azalır''...



Yukarıdaki yazıyıı facebook da bir arkadaşım paylaşmış, çok hoşuma gitti, bende paylaştım.

Son yılların trendi de bu işte: Fotoğrafçılık. Canon,  Nikon makinaya 3-5 milyar yatırıp boynuna asıp, önüne geleni çekip bir de birkaç siteye üye olup paylaşıp yaptınmı oldun işte.. Hele bir de beğendilerse süper. Peki ne eksik kaldı ? Adının yanına "Photographer, fotoğrafçı XXX, bilmem ne Photography" diye yazdınmı, oldu sana fotoğrafçı. Tamam, insanın hobi sahibi olması çok güzel. Ama ne cesaretle kendilerini fotoğrafçı olarak lanse edebiliyorlar anlamıyorum :) Çocukluğumdan beri fotoğraf çekerim, birçok makinam oldu, ama asla ben fotoğrafçıyım demedim, diyemem. Bu işe ömür veren gerçek emekçilere haksızlık olur diye düşünürüm. 

Fotoğraf çekmek çok güzeldir, insanın böyle güzel bir hobi sahibi olması da öyle. Ama lütfen biraz tevazu arkadaşlar :) 

4 Nisan 2012 Çarşamba

Açlık Oyunları Zamanı





Bu yazıyı okurken, alttaki müziği dinleyin ;)




















Açlık Oyunları bir kitap serisi. Suzanne Colins bu serinin yazarı. 2 hafta kadar önce de 1. kitabın filmi vizyona girdi. Ve ben nihayet dün gidebildim. Kesinlikle beklediğimize değmiş. Kızkardeşimle gittim ve bayıla bayıla izledim filmi.

Serinin takipçileri bilirler, oldukça heycanlı bir konusu var. Film ve kitap nerdeyse birebir. Ve tabi  filmin sonu da , Açlık Oyunları'na yakışır bir şekildeydi, "bekleyin, devamı gelecek" diyordu.. Keyifli bir filmdi. Bu arada, Açlık Oyunlarına "aç aç" gittiğimiz için, filmin sonunda da kendimizi bir kafeye atıp, karnımızı bir güzel doyurduk. Sonra da AVM de kısa bir gezi ile bitirdik günü..

Günün geyiği neydi biliyormusunuz ? 75-80 yaşlarında bir teyzenin, kızkardeşimi göstererek bana "kızınmı? " diye sormasıydı :) Tesellim ise kadının yaşlı ve sanırım "muhtemelen aşırı derecede miyop" falandır diyen kardeşimdi..