Bir anne için evladından göreceği en üzücü şeylerden biri de kendisine kafa tutması ve karşı gelmesi galiba. Şu an o kadar üzgün ve yorgunum ki.. Savaşmaktan yorgunum, ve artık savaşmıyorum. Kendi haline bıraktım. Evet o bir ergen, ama bu beni üzme hakkını veriyormu ? Bende annemi bu kadar mı üzmüştüm ? Önce karnında 9 ay taşı, kanınla, canınla besle.. Doğunca sütünle büyüt, acısına katlan, sevginle onu yetiştir.. Sonra ergenlik denen değişime girsin ve tüm emeklerin bir anda çöp olsun.. Bu mu adalet ? İlkokulda derslerine yardım et, sabahlara kadar projesini yap, herşeyin en iyisini yapmaya gayret et.. Sonra ergen olsun ve derslerinde başarısızlık başlasın, bütün emekler yine çöpe.. Evet ne yaparsa kendine, hatalarında tabiki ders alarak gelişip büyüyecek.. Ama o zaman onun için geç olacağını bilerek boşverebiliyormuyum ? Hayır ! Ben boşveremem.. Ama bana izin vermezse yardım da edemem.. Küsüyoruz, barışıyoruz, sinirleniyoruz, bağırıp çağırıyoruz, birbirimize.. Sonra silbaştan...