21 Aralık 2011 Çarşamba

Yolun Yarısı

Bugün yani 21 Aralık, benüm doğum günüm. Yolun yarısına geldim, umarım ki diğer yarısını da görebilirim :)

Güzel hediyelerim oldu bugün. Ama en güzeli sevdiklerimle olmak ve hatırlanmaktı. Bunu nezaketen değil, içimden gelerek söylüyorum. Ama hediye almak da işi ballandırmadı değil :)

Şu yaşıma geldim ama hala evcimen bir insan olamadım. Yolun diğer yarısı için plan yapmalıyım. Şunları yapıcam şunları yapmıycam falan filan türünden işte. Ama işin diğer kötü yanı da planlara göre yaşamayı da beceremiyor oluşum.. En iyisi bi liste hazırlamak en kısasından zamanın :)

Ve face deki doğumgünüm mesajımla son veriyorum :


Yolun yarısına gelmiş olmasına rağmen bunu hiç göstermeyen, yolun kalan yarısını da koccaman ailesi ve arkadaşları ile bir sevgi yumacığı içinde yaşamaya devam etmek isteyen, evli mutluu çocukluuu bir hatun olarak, doğum günümü kutlamak için parmakcıklarını yoran herkeslere çok teşekkürler :)


Sevgiyle kalalım herkescikler :)

15 Aralık 2011 Perşembe


Bu aralar en sık dinlediğim parçalardan biri.. Ezgisi ve yorumu harika. İlk duyduğum an vuruldum..


Bir Çerkez olarak beğeniyle dinlediğim süppper bir parça daha..

Grup Yorum gidiyorum bu ara galiba :) ama bu parça da harika.. Önyargısız dinlemeler..

14 Aralık 2011 Çarşamba

Fotolardan Seçmeler

Ayşe bebişin doğumundan sonra başlayan  yoğun günler halen devam ediyor. Kardeşime yardım etmek için hergün ordayım :)  Arada kaçamak yapabilirsem  foto çekmeye çalışıyorum. E onları da burda paylaşarak, bayaa uzun zamandır ara verdiğim bloğuma geri dönmüş  olayım.. Aslın da fotograf cekmek için en güzel malzeme bebişler olsa da, anneleri nazar olur diye paylaşıma izin vermiyor :)) Sevgiler...









25 Eylül 2011 Pazar

HOşgeldin Ayşe'm

Evvet beklenen gün geldi ve Ayşe bebek dünyaya geldi. Gerçi zor oldu gelişi ama nihayet geldi :) Annemiz mecburi bi ameliyat geçirerek bebeğini dünyaya getirdi. Sağlıkla  dünyaya gelmesi hepimizi sevindirdi tabi . Ama beni üzen, doğuma girememiş olmam.. Sezeryan olduğu için doğum fotoğrafı iptal oldu. Bende sonrasını çektim bolca.. İşte  Ayşe bebişten bir kaç kare :)



20 Eylül 2011 Salı

GezidenKarelerim



Pazar gezimizden birkaç kare, seyrinize :)











17 Eylül 2011 Cumartesi

fotolarımdan seçmeler..

Fotolarımın Siyah-Beyaz çalışmalarını paylaşmak istedim. Biraz güzellik olsun dimi bloğumda :) Heleki kardeşimin doğumuna girip onu çekme heyecanı yaşadığım şu günlerde, biraz moral lazım :) Kimbilir, 1-2 güne doğum olur, Ayşe bebek gelirse, fotoları burdan da paylaşır, güzelliklere ortak olmaya devam ederiz :)

Not 1 : Almak, indirmek, kopyalamak serbesttir :) Hayat paylaştıkça güzeldir.
Not 2 : Otuzundansonra, sana özel, fotolar büyük boylarda :)












15 Eylül 2011 Perşembe

Kendimle hasbıhal..

Bir anne için evladından göreceği en üzücü şeylerden biri de kendisine kafa tutması ve karşı gelmesi galiba. Şu an o kadar üzgün ve yorgunum ki.. Savaşmaktan yorgunum, ve artık savaşmıyorum. Kendi haline bıraktım. Evet o bir ergen, ama bu beni üzme hakkını veriyormu ? Bende annemi bu kadar mı üzmüştüm ?

Önce karnında 9 ay taşı, kanınla, canınla besle.. Doğunca sütünle büyüt, acısına katlan, sevginle onu yetiştir.. Sonra ergenlik denen değişime girsin ve tüm emeklerin bir anda çöp olsun.. Bu mu adalet ?

İlkokulda derslerine yardım et, sabahlara kadar projesini yap, herşeyin en iyisini yapmaya gayret et.. Sonra ergen olsun ve derslerinde başarısızlık başlasın, bütün emekler yine çöpe..

Evet ne yaparsa kendine, hatalarında tabiki ders alarak gelişip büyüyecek.. Ama o zaman onun için geç olacağını bilerek boşverebiliyormuyum ? Hayır ! Ben boşveremem.. Ama bana izin vermezse yardım da edemem..

Küsüyoruz, barışıyoruz, sinirleniyoruz, bağırıp çağırıyoruz, birbirimize.. Sonra silbaştan anne-oğul oluyoruz.. Çünkü bir anne evladına kıyamaz.. Senden nefret ettiğini söylese de, anne ondan asla nefret edemez.. Onun canıdır evladı.. Ama evlat bunu ancak evladı olunca anlayacaktır.

Kıskaçta gibiyim.. Çıkmazda.. Dipsiz bir kuyuda... Ne zaman biteceği belli olmayan bir yolda yürür gibidir bir ergenle yaşamak. Ne kadar kızsanda, o senin çocuğundur, affedersin her seferinde.. Ama bir anne bunları neden yaşamak zorundadır ? Neden baba değilde anne ?

Evet, cennet boşuna annelerin ayakları altında değil.. Boşuna ilk önce annene koşmalısın dememiş Peygamber..

Sonuç : Bir ergenin varsa, sabredeceksin... Ta ki bir gün doktorluk olana kadar :)

12 Eylül 2011 Pazartesi

Yoğun günler..Güzellikler..

Anlatması, daha doğrusu yazması bile o kadar yorucu geliyorki...Ve ben ki uzuuun uzun yazıları sevmem. Ama içimde kalmasındansa anlatıyım gitsin.

7 Eylül  de sevgili eşimin doğumgünüydü :) Üye olduğu klübe misafir geldiği için onu da beni de oraya çağırdıklaı için, pastamızı ve kutlamamızı orda, arkadaşlar ve yabancı misafilerle yaptık. Gece yarısına kadar süren sohbetin ardından, eve döndüğümüzde gözümüzden uyku akıyordu :)

Önce bir kuzenin kınası vardı. Foto şipşak olarak görevdeydim. Güzeldi ama çalan parçaları pek beğenmediğim için sadece "damat halayı"nda katılım gösterdim :) Sürekli Ankara havası, nereye kadar canım. Nerde o güzelim türküler..

Sonra, cumartesi günü eşimin yeğninin sözü vardı. Aynı gün AÖF bütünleme sınavları da olduğu için tüm gün ordan oraya koşturdum. Orda da foto görevi bendeydi. Pestilim çıktı. Tabi bunda en büyük etken apartman topuklardı :) Şu topuklular hiç bana göre diil..

Dün de yine sınav vardı. Sonrasında sınav stresi atmak için güzelce mağazaları dolaştım. E o kadar strese ancak bu gezme iyi gelirdi.

Bugünde oğlanın lise kayıt işleri için koşturmaca vardı. Bürokratik işler ne kadar zor ve yorucu. Yine bağış söz konusuydu. Amma ve  lakin, bizde kredikartızedeler olarak bağıştan muaf tutulmayı başardık. Olunca vericez artık ;)

Sonuç: Yoğun günlerin ardından sakin günler gelirmi dersiniz? Hiç sanmıyorum. Daha sırada Ayşe nin dünyaya gelişi var. Onun doğum fotoğrafları var :) Allahım sen bana güç ver ki hepsine yetişiim :)

FOTOLAR






3 Eylül 2011 Cumartesi

Bayram 2.gün gezisi



Bayramın 2.günü kahvaltıya eşimin kuzeni olan ablamıza gidecektik, o da hadi kahvaltıya Küçük Çamlıca da buluşalım dedi. Bizde sabah 9 da atlayıp motora gittik oraya. Saat 10 gibi ordadık ve 3 e kadar da kaldık. Gezdik, çay içtik, dinlendik. Yani parkın boş olmasının keyfini çıkardık :) Sonra yine bir arkadas ziyareti (üsküdar da ) ve eve dönerken de canım arkadasım Beyhan'ın evine bir ziyaret. Eve dönüp misafir ağırlama ve sonunda yorgunluktan ölerek uykuya dalmaaa :)
















Ablaların gelmesini beklerken eşimin vizöründen bennn..



Parktan bir kaç kare.. Görümcem ve kızım da konu mankenlerim oldu :)











Bu  da Beyhanımın sofrası :)











Sonuç : Karnımız bugünde doydu :))