Ana içeriğe atla

Makrolar..

Yine yoğun bir hafta bitti ve yenisi başladı. Geçen hafta içinde babamın teyzesinin ölümünün 40. gün Kuran ı vardı. Eskiden bu tür ortamlarda pilav servisini annemler yapar, biz dağıtırdık. Bu defa yengem ve ben servisi hazırladık ve kuzenler dağıttılar. Annemler ise içerde oturup sohbet ve dua ettiler. İlerde biz oturup, kuzenler servis yapıp, bizim çocuklarımız da dağıtacaklar galiba :) Ah zaman, ne çabuk geçiyorsun...

Pazar günü ise baharın ilk piknik organizasyonuna katıldık aile boyu. Tam aile boyu oldu zira yaklaşık 40 kişi vardık sanırım. Piknikleri oldum olası pek sevmem. Ama piknik yapılan yer Küçük Çamlıca olunca bana da fotoğraf çekmek  için güzel bir fırsat çıkmış oldu. Bir kaç makro denemesini alta ekliycem..

Bugün ise arka sokağımızda belediyenin açmış olduğu bir spor salonuna kaydolmaya karar verdim. Step aerobik ve fitniss yapıcaz. Her ne kadar mayo giyip denize girmesemde bir beden incelmek fena olmaz :) En azından forma girmek iyi olur diye düşünüyorum..
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneyle Pazar

Bu sıcak İstanbul cumartesisinin öğleden sonrasında, annemle incirlideki cumartesi pazarına gidelim dedik. Aslında annem dedi, bende onu yalnız göndermemek için ona eşlik ettim. Annem alması gerekenleri aldı, bense sadece hava adım :) Pazar güzeldi, fiyatlar da güzeldi, alışveriş hepsinden güzeldi. Makinamı taşımaya üşendiğim için, cep telefonumla birkaç kare çektim. Akşam geldiğimde Zeroş hastalandı. Midesini üşütmüş sanırım. Evde bi telaş, bi telaş.. Ayağına sıcak su torbası ve birazda nane-limon ile rahatladı. Ha tabi kusması da rahatlamasına yardımcı oldu. Dolaptan soğuk su içerse olacağı buydu elbet. Birkaç gün diyetteyiz sonuç olarak. Soğuk ve abur-cubur yok :)

Bayram 2.gün gezisi

Bayramın 2.günü kahvaltıya eşimin kuzeni olan ablamıza gidecektik, o da hadi kahvaltıya Küçük Çamlıca da buluşalım dedi. Bizde sabah 9 da atlayıp motora gittik oraya. Saat 10 gibi ordadık ve 3 e kadar da kaldık. Gezdik, çay içtik, dinlendik. Yani parkın boş olmasının keyfini çıkardık :) Sonra yine bir arkadas ziyareti (üsküdar da ) ve eve dönerken de canım arkadasım Beyhan'ın evine bir ziyaret. Eve dönüp misafir ağırlama ve sonunda yorgunluktan ölerek uykuya dalmaaa :) Ablaların gelmesini beklerken eşimin vizöründen bennn..  Kavaltı ve çaaay Parktan bir kaç kare.. Görümcem ve kızım da konu mankenlerim oldu :)  Köprüden bakış Bu  da Beyhanımın sofrası :) Sonuç : Karnımız bugünde doydu :))

ANNELİK

ŞU AN BURADA OLUP, KÜÇÜK BİR NEFES ALIP YENİDEN DÖNSEM KEŞMEKEŞE... Evet anne olmayı ben seçtim. Ama onlar-çocuklarım- dünyaya gelmeyi seçmediler. Ve her defasında bunu bana karşı kullanıyor olmaları beni çok yoruyor. Sanki kalbime bıçak saplanıyor. Alt tarafı kızımdan 1 fincan kahve istedim. Ve şaka bile olsa, o cümleyi haketmedim. Ben anneme bir defa "beni doğurmasaydın" demedim. "ben gelmek istemedim, beni sen dünyaya getirdin, bakmak zorundasın" demedim, demem. Peki bu cümleler bana neden söyleniyor? Önce oğlum, şimdi kızım. Ve ben dünden beri ara ara ağlıyor, mide ağrısı yaşıyor ve yaşama sevincimi kaybediyorum.