Ana içeriğe atla

Yolun Yarısı

Bugün yani 21 Aralık, benüm doğum günüm. Yolun yarısına geldim, umarım ki diğer yarısını da görebilirim :)

Güzel hediyelerim oldu bugün. Ama en güzeli sevdiklerimle olmak ve hatırlanmaktı. Bunu nezaketen değil, içimden gelerek söylüyorum. Ama hediye almak da işi ballandırmadı değil :)

Şu yaşıma geldim ama hala evcimen bir insan olamadım. Yolun diğer yarısı için plan yapmalıyım. Şunları yapıcam şunları yapmıycam falan filan türünden işte. Ama işin diğer kötü yanı da planlara göre yaşamayı da beceremiyor oluşum.. En iyisi bi liste hazırlamak en kısasından zamanın :)

Ve face deki doğumgünüm mesajımla son veriyorum :


Yolun yarısına gelmiş olmasına rağmen bunu hiç göstermeyen, yolun kalan yarısını da koccaman ailesi ve arkadaşları ile bir sevgi yumacığı içinde yaşamaya devam etmek isteyen, evli mutluu çocukluuu bir hatun olarak, doğum günümü kutlamak için parmakcıklarını yoran herkeslere çok teşekkürler :)


Sevgiyle kalalım herkescikler :)

Yorumlar

  1. doğum günün kutlu olsun... biraz gecikmiş oldum ama. :)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederim Yarencim, geçç olsun güç olmasn :)

    YanıtlaSil
  3. Heey sana da mutlu yıllar ARzucum :) bende seviyorum yay olmayı ;)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneyle Pazar

Bu sıcak İstanbul cumartesisinin öğleden sonrasında, annemle incirlideki cumartesi pazarına gidelim dedik. Aslında annem dedi, bende onu yalnız göndermemek için ona eşlik ettim. Annem alması gerekenleri aldı, bense sadece hava adım :) Pazar güzeldi, fiyatlar da güzeldi, alışveriş hepsinden güzeldi. Makinamı taşımaya üşendiğim için, cep telefonumla birkaç kare çektim. Akşam geldiğimde Zeroş hastalandı. Midesini üşütmüş sanırım. Evde bi telaş, bi telaş.. Ayağına sıcak su torbası ve birazda nane-limon ile rahatladı. Ha tabi kusması da rahatlamasına yardımcı oldu. Dolaptan soğuk su içerse olacağı buydu elbet. Birkaç gün diyetteyiz sonuç olarak. Soğuk ve abur-cubur yok :)

Bayram 2.gün gezisi

Bayramın 2.günü kahvaltıya eşimin kuzeni olan ablamıza gidecektik, o da hadi kahvaltıya Küçük Çamlıca da buluşalım dedi. Bizde sabah 9 da atlayıp motora gittik oraya. Saat 10 gibi ordadık ve 3 e kadar da kaldık. Gezdik, çay içtik, dinlendik. Yani parkın boş olmasının keyfini çıkardık :) Sonra yine bir arkadas ziyareti (üsküdar da ) ve eve dönerken de canım arkadasım Beyhan'ın evine bir ziyaret. Eve dönüp misafir ağırlama ve sonunda yorgunluktan ölerek uykuya dalmaaa :) Ablaların gelmesini beklerken eşimin vizöründen bennn..  Kavaltı ve çaaay Parktan bir kaç kare.. Görümcem ve kızım da konu mankenlerim oldu :)  Köprüden bakış Bu  da Beyhanımın sofrası :) Sonuç : Karnımız bugünde doydu :))

ANNELİK

ŞU AN BURADA OLUP, KÜÇÜK BİR NEFES ALIP YENİDEN DÖNSEM KEŞMEKEŞE... Evet anne olmayı ben seçtim. Ama onlar-çocuklarım- dünyaya gelmeyi seçmediler. Ve her defasında bunu bana karşı kullanıyor olmaları beni çok yoruyor. Sanki kalbime bıçak saplanıyor. Alt tarafı kızımdan 1 fincan kahve istedim. Ve şaka bile olsa, o cümleyi haketmedim. Ben anneme bir defa "beni doğurmasaydın" demedim. "ben gelmek istemedim, beni sen dünyaya getirdin, bakmak zorundasın" demedim, demem. Peki bu cümleler bana neden söyleniyor? Önce oğlum, şimdi kızım. Ve ben dünden beri ara ara ağlıyor, mide ağrısı yaşıyor ve yaşama sevincimi kaybediyorum.