Ana içeriğe atla

Ramazan Kaçamağı

Geçen çarşamba yeğenlerim ve kızımla bir kaçamak yapalım dedik. Ramazan da oruç oruç gezmek güzeldi ama susuzluk öldürücüydü :) Herşeye rağmen güzel vakit geçirdik. Bir sürü fotoğraf çektim ki bunları da ekliycem. Kızlar benden çok yoruldular, ne de olsa benim kadar alışkın değiller yürümeye :) Beyazıt ta buluşup kitap fuarıyla başladık geziye.

Fuar gerçekten güzeldi ama benim favori standım tabiki Pegasus Yayıncılıktı. 2 kitap aldım ve çıktık.
                                
Beyazıt camiinde kılınan namazdan sonra sahaflara doğru geçiş yaptık..

Tesbihci amcalar :)
Sahaflara bayılıyorum..


                                Sahafların arka kapısından çıkış ve sonrasında Sultanahmet deki stantlara geçiş ...










                                 Şerbetler harika gözüküyordu ama içemedik,  iftara çok vardı :)

                                 Turşulara dayanamadık ama nafile, bende turşu suyu aldım iftara :)


























            Sultanahmet sonrası gülhane de dinlendik. Ve sonra sirkeci ye doğru yürüdük yavaaaş yavaaaş..

                                                    Bunlardan bir tane de halamıza aldık..
                                           Baharat çarşısında harika kokular ve yiycekler vardı :)

                                             Kızımın zoruyla kuşçuları gezdik..
                                                    Kuşçuların arka tarafındaki çiçekleri gezip, bir tane Gardenya aldık..

Sonuç : Harika bir gündü :)

Yorumlar

  1. fotoğraflar çok güzel...güzel gören, güzel düşünenlerdensin;)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederim, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. süper bir gezi programı ama çok yorucu :))

    iyi bayramlar

    YanıtlaSil
  4. yorulmadan zevki çıkmıyor yonca :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneyle Pazar

Bu sıcak İstanbul cumartesisinin öğleden sonrasında, annemle incirlideki cumartesi pazarına gidelim dedik. Aslında annem dedi, bende onu yalnız göndermemek için ona eşlik ettim. Annem alması gerekenleri aldı, bense sadece hava adım :) Pazar güzeldi, fiyatlar da güzeldi, alışveriş hepsinden güzeldi. Makinamı taşımaya üşendiğim için, cep telefonumla birkaç kare çektim. Akşam geldiğimde Zeroş hastalandı. Midesini üşütmüş sanırım. Evde bi telaş, bi telaş.. Ayağına sıcak su torbası ve birazda nane-limon ile rahatladı. Ha tabi kusması da rahatlamasına yardımcı oldu. Dolaptan soğuk su içerse olacağı buydu elbet. Birkaç gün diyetteyiz sonuç olarak. Soğuk ve abur-cubur yok :)

Bayram 2.gün gezisi

Bayramın 2.günü kahvaltıya eşimin kuzeni olan ablamıza gidecektik, o da hadi kahvaltıya Küçük Çamlıca da buluşalım dedi. Bizde sabah 9 da atlayıp motora gittik oraya. Saat 10 gibi ordadık ve 3 e kadar da kaldık. Gezdik, çay içtik, dinlendik. Yani parkın boş olmasının keyfini çıkardık :) Sonra yine bir arkadas ziyareti (üsküdar da ) ve eve dönerken de canım arkadasım Beyhan'ın evine bir ziyaret. Eve dönüp misafir ağırlama ve sonunda yorgunluktan ölerek uykuya dalmaaa :) Ablaların gelmesini beklerken eşimin vizöründen bennn..  Kavaltı ve çaaay Parktan bir kaç kare.. Görümcem ve kızım da konu mankenlerim oldu :)  Köprüden bakış Bu  da Beyhanımın sofrası :) Sonuç : Karnımız bugünde doydu :))

ANNELİK

ŞU AN BURADA OLUP, KÜÇÜK BİR NEFES ALIP YENİDEN DÖNSEM KEŞMEKEŞE... Evet anne olmayı ben seçtim. Ama onlar-çocuklarım- dünyaya gelmeyi seçmediler. Ve her defasında bunu bana karşı kullanıyor olmaları beni çok yoruyor. Sanki kalbime bıçak saplanıyor. Alt tarafı kızımdan 1 fincan kahve istedim. Ve şaka bile olsa, o cümleyi haketmedim. Ben anneme bir defa "beni doğurmasaydın" demedim. "ben gelmek istemedim, beni sen dünyaya getirdin, bakmak zorundasın" demedim, demem. Peki bu cümleler bana neden söyleniyor? Önce oğlum, şimdi kızım. Ve ben dünden beri ara ara ağlıyor, mide ağrısı yaşıyor ve yaşama sevincimi kaybediyorum.