Ana içeriğe atla

Düşünce ishali-1

-El işi, moda  ve yemek tarif bloglarıyla aram kötü..
-Ne kadar çok bu tarz blog + site var..
-Sanırım asla iyi bir evkadını olamıycam..
-Havalar ne kadar da sıcak gidiyor..
-Zero'nun yarın son iğnesi..
-Bugünki alışveriş sonucunda farkettim ki, sadece kendime değil, başkalarına birşeyler alırken de kendimden      aynı derecede geçebiliyorum :) ..
-NE kadar uğraşsam da yüksek topuklarla asla 1 saatten fazla yürüyemiycem..
-Hala öksürüyorum ve bundan sıkılmaya başladım..
-Acaba hastalıklar gerçekten günahların bedelimi? Öyleyse amenna..
-Siyasi, dini ve ideolojik görüşlerimden dolayı beni facebook da  silen sevgili "sözde"arkadaşlar, iyiki  YOKsunuz. Hazımsızlıktan kaynaklanan bu rahatsızlığınızın bir an önce geçmesini dilerim..
Ve insanları farklılıklarıyla kabul eden siz diğerleri, benim gibiler, iyiki VARsınız..
-Yazmayı seviyorum. Ancak uzun değil, kısa ve öz.. 
-Yarın yapıacak ne kadar çok iş var, şimdiden bunaldım..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneyle Pazar

Bu sıcak İstanbul cumartesisinin öğleden sonrasında, annemle incirlideki cumartesi pazarına gidelim dedik. Aslında annem dedi, bende onu yalnız göndermemek için ona eşlik ettim. Annem alması gerekenleri aldı, bense sadece hava adım :) Pazar güzeldi, fiyatlar da güzeldi, alışveriş hepsinden güzeldi. Makinamı taşımaya üşendiğim için, cep telefonumla birkaç kare çektim. Akşam geldiğimde Zeroş hastalandı. Midesini üşütmüş sanırım. Evde bi telaş, bi telaş.. Ayağına sıcak su torbası ve birazda nane-limon ile rahatladı. Ha tabi kusması da rahatlamasına yardımcı oldu. Dolaptan soğuk su içerse olacağı buydu elbet. Birkaç gün diyetteyiz sonuç olarak. Soğuk ve abur-cubur yok :)

Bayram 2.gün gezisi

Bayramın 2.günü kahvaltıya eşimin kuzeni olan ablamıza gidecektik, o da hadi kahvaltıya Küçük Çamlıca da buluşalım dedi. Bizde sabah 9 da atlayıp motora gittik oraya. Saat 10 gibi ordadık ve 3 e kadar da kaldık. Gezdik, çay içtik, dinlendik. Yani parkın boş olmasının keyfini çıkardık :) Sonra yine bir arkadas ziyareti (üsküdar da ) ve eve dönerken de canım arkadasım Beyhan'ın evine bir ziyaret. Eve dönüp misafir ağırlama ve sonunda yorgunluktan ölerek uykuya dalmaaa :) Ablaların gelmesini beklerken eşimin vizöründen bennn..  Kavaltı ve çaaay Parktan bir kaç kare.. Görümcem ve kızım da konu mankenlerim oldu :)  Köprüden bakış Bu  da Beyhanımın sofrası :) Sonuç : Karnımız bugünde doydu :))

ANNELİK

ŞU AN BURADA OLUP, KÜÇÜK BİR NEFES ALIP YENİDEN DÖNSEM KEŞMEKEŞE... Evet anne olmayı ben seçtim. Ama onlar-çocuklarım- dünyaya gelmeyi seçmediler. Ve her defasında bunu bana karşı kullanıyor olmaları beni çok yoruyor. Sanki kalbime bıçak saplanıyor. Alt tarafı kızımdan 1 fincan kahve istedim. Ve şaka bile olsa, o cümleyi haketmedim. Ben anneme bir defa "beni doğurmasaydın" demedim. "ben gelmek istemedim, beni sen dünyaya getirdin, bakmak zorundasın" demedim, demem. Peki bu cümleler bana neden söyleniyor? Önce oğlum, şimdi kızım. Ve ben dünden beri ara ara ağlıyor, mide ağrısı yaşıyor ve yaşama sevincimi kaybediyorum.