Geçen gün yuvasından düşmüş minicik bir serçe yafrusu geldi eve. Çok yaamazdı çünkü koyduğumuz yerde kalmamakta ısrarcıydı :) Sonrasında pencerenin önüne koydum. Başladı ötmeye. O ötüşe babası geldi, onu besledi. Bende aldım balkonun önündeki ağaca koydum. Orda aile saadeti yaşarlarken, 10dk sonra orda olmadığını gördüm. Sanırım baba onu başka bir yere taşımış olsa gerek.. Kıssadan hisse şudur ki, serçeler çok hareketli ve yaramaslar ;)
Bu güne dair aklıma pek çok şey geliyor. Gelgitler yaşıyorum yine, düşüncelerim arasında. Zaten beni ben yapan da hızlı ve aynı anda çok şey düşünmek değil mi? Ben buna "düşünce ishali" de diyorum. Yersiz ve zamansız, bir anda geliyor ve geçiyor. Bazen de geçmiyor, uzunca bir süre devam ediyor. Anneler gününü kendi çocuklarım hariç, tanıdıklarım, öğrencilerim, veliler, arkadaşlarım ve sosyal çevremden insanlar kutladılar. Ama kendi doğurduklarımdan ses yok. Evet, bu günü kendileri belki önemsemiyorlardır, ama benim önem verdiğimi bildiklerinden, yapmacık da olsa insan bir öpücük olsun bekliyor. Dünya da bu kadar acı varken bir günün önemi varmı? Ama gündelik hayatımıza acılar içinde devam ediyorsak, şatafatlı olmayan, bir öpücükle dahi kutlanabilen bu günde hatırlanmak istiyor insan... Henüz bu günün bitmesine 4 saat daha var. Eve gittiğimde neler olacak, göreceğiz bakalım. Bana gelince... Tanıdığım herkese küçük küçük hediyeler alasım, herkesi mutlu edesim, onların mutl...
Yorumlar
Yorum Gönder